Kastamonu Üniversitesi | Geleceğini İnşa Edeceğin Üniversite

Hukuk Ekseninde Kadına Yönelik Şiddet Paneli Yapıldı

Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Kastamonu Barosu işbirliğiyle "Hukuk Eseninde Kadına Yönelik Şiddet" başlıklı panel  üniversitemiz Merkez Kütüphanesi Konferans Salonunda yapıldı. Büyük ilgi gören programda, Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürü Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Gülmez yaptı. Kastamonu Barosu avukatlarından Şule ÖZBAY'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde;

"Flört Şiddeti Farkındalığı: Hukuki açıdan Tanım, Sınıflama ve Değerlendirme" başlıklı sunumunda Av. Seda Çetin Flört şiddetinin tanımı üzerinde durdu. Flört şiddetinin türlerinden ayrı ayrı bahsetti. Şiddet döngüsünü evrelerini açıkladı. Şiddet dönügüsünden kurtulma yolları hakkında bilgi verdi.  Av. Seda Çetin sunumunun sonunda flört ilişkisindeki genel kabullere yönelik soruları katılımcılara yönelterek farkındalık geliştirmeye çalıştı. 

"Kadına Yönelik Şiddetin Türü Olarak Israrlı Takip Nedir? Neler Yapılabilir?" başlıklı sunumunda Av. Eda Büyükdemirci ısrarlı takibin ne olduğunu tanımladı ve Türk Ceza Kanunu kapsamında hukuktaki yerinden bahsetti. Israrlı takip üzerine örnekler verdi. 6284 sayılı kanun kapsamında ısrarli takip mağdurunun başvurabileceği yolları ifade etti. 

"6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Kapsamında Koruyucu ve Önleyici Tedbirler" başlıklı sunumunda 6284 sayılı kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirlerden, başvuru yollarından bahsetti.

Panelin ardından Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim ve Danışma Kurulu Üyelerinden Doç. Dr. Fatma Zehra Pattabanoğlu ve Doç. Dr. Sibel Kibar Kavuş tarafından panelistlere plaket takdim edildi. Fotograf çekimiyle panel programı son buldu. 

Merkezimiz Kadın Akademik ve İdari Personelin 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü Sukulentlerle Kutladı

Kastamonu Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinliği kapsamında düzenlediği bir başka faaliyet sukulent dağıtımı oldu. Merkezimiz üniversitemizin akademik ve idari tüm kadın personelinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü sukulentlerle kutladı. Üniversitemizin kadın akdemik ve idari personeli kendilerine takdim edilen hediyeyi çok güzel ve anlamlı bulduklarını ayrıca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle hatırlanmış olmaktan mutluluk ve menuniyet duygduklarını gerek yüz yüze, gerek telefon ve mail aracılığyla bildirdi.

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü" Etkinliği Düzenlendi

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Üniversitemiz Merkez Kütüphanesi Konferans Salonunda etkinlikler düzenlendi.

Açılış konuşmalarını Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Gülmez ve Rektör Yardımcımız Prof.Dr. Mehmet Atalan yaptı.

Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Gülmez 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kısa tarihçesine değindi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün sadece kadınlara, belirli kurluluşlara, örgütlere, toplumlara ait olmadığını, 1857'den beri verilen mücadelenin insan haklarını önemseyen, daha güzel bir dünya özlemi duyan herkesin hikayesi olduğunu ifade etti. 

Prof.Dr. Mehmet Atalan, kadınlarımızın bulunduğu her türlü çalışmaya gerekli tüm desteği vereceklerini ve bu etkinliklerin Üniversitemiz bünyesinde yapılmasına çok kıymet verdiklerini dile getirdi.

Etkinliklerin birinci bölümünde “Toplumun İnşasında Kadın ve Karşılaştığı Problemler” konulu konferans Doç. Dr. Fatma Zehra Pattabanoğlu tarafından verildi. Doç. Dr. Fatma Zehra Pattabanoğlu;

Kadın meselesinin son dönemde gündeme taşınmış olması, bunun yapay bir sorun olmasını gerektirmediği gibi, İslam toplumlarında kadına bakışla ilgili ıslah edilmesi gereken bir yön bulunmadığı anlamına da gelmediğine dikkat çekti. Kadının toplumdaki yeri probleminin cinsiyet ayrımına bağlı olarak ortaya çıkan, kadınların ötekileştirilmesi ve ikincileştirilmesi sorunudu olduğuna vurgu yaptı.  Kadının, toplumsal hayatın şekillenmesinde, en önemli faktörlerden olduğunu,  toplumun temelini oluşturan ailenin en fedakâr üyesi ve birey olarak da yine toplumun olmazsa olmaz cüz’ü olduğunu ifade etti. Bu sebeple kadına olan bakışın, kadın olgusu hakkındaki görüş ve düşüncelerin sağlıklı ve düzgün temellerle oturması gerekmektiğini,  bunun için önce kadına olan bakışın gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Yanlış temeller üzerine oturtulan hiçbir doğruyu inşa etmek mümkün olmadığını, kadın ve erkek, insan olarak bir elmanın iki yarısı gibi olduğunu, bunlardan birinin zarar görmesi bütün insanlığın zarar göreceğini dile getirdi. Öte taraftan toplumların gelişimi, o toplumu oluşturan bireylerin kendi yetenekleri ölçüsünde, o toplumun gelişimine katılmaları ve katkı sağlamalarıyla gerçekleceğine, eğer, bir toplumun nüfusunun yarısını bu gelişmenin dışında bırakılacak olursa, o toplumun gerçek manada gelişimini ilerletmesi veya tamamlanmasının mümkün olmayacağına vurgu yaptı. 

Konuşmanın en dikkat çekici vurgularının biri de anlamsal sorgulama üzerineydi. Pattanbanoğlu şöyle devam etti; "Sorgulamadığımız bir dünyada yaşıyoruz. Yaşantımızı genel olarak alışkanlıklarımız ve rutinlerimiz üzerinden devam ettiriyoruz. Oysaki sorgulama ve vicdan yani bilinçlilik olmadığında, kişilik de ortaya çıkmaz. Hataları kabul etmeyi, affetmeyi bilmek gereklidir. Ama bunun da sınırını çerçevesini belirleyen şartlar mevcuttur. İnsan olma, sınamanın diğer adıdır. Güvensiz ve riski göze almaktan korkan profil, insan olmanın onuru, gururu ve cesaretini bilemeyecektir. Sadece kültürel alanda değil bizzat kadın ve erkeğin kendi varoluşlarının gelişmesi ve farkındalıklarının artması için özgürleşmenin en iyi aracı olarak sevgi kanallarının önemi inkâr edilemez. Tahakküm ve şiddetin kol gezdiği yerde ise tam olarak güvensizlik hâkimdir. Bu sevgi ve güven özgür ortamda var olabilir, özgürlük de sevgi ve güveni büyütür." dedi. 

Etkinliklerin ikinci bölümünde Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Kastamonu Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün işbirliğiyle panel yapıldı.  Doç. Dr. Fatma Zehra Pattabanoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı panelde; 

“Pandeminin Gölgesinde Kalan Kadınlar: Covid19’un Kadına Yönelik Şiddete Etkisi” konusu ile Dr. Öğretim Üyesi Şahika Şimşek Çetinkaya, “Kadına Yönelik Şiddette Ahlaki Çözülmenin ve Bilişsel Çarpıtmaların Rolü” konusu ile Dr. Öğretim Üyesi Çiğdem Gülmez, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kastamonu Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Tarafından Yapılan Çalışmalar” konusu ile Kastamonu ASHM Sosyal Çalışmacı Mehtap Büyükçağlayan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Aile İçi İletişimin Rolü” konusu ile Kastamonu ASHM Sosyal Çalışmacı Murat Üstündağ yer aldı.

Programlarda, kadın derneklerinin temsilcileri, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz yer aldı.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planı Toplantısı

Kastamonu Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nün koordinatörlüğünde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planına istinaden 2022 yıllı iş takvimini oluşturmak üzere İl Teknik Kurulu Toplantısı yapıldı. Topantıya üniversitemizi temsilen Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi katıldı.Kadın ve Aile Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem GÜLMEZ, 2022 yılı içinde merkezin ve üniversitenin farklı birimlerinin kadına yönelik şiddetle mücadele ekseninde yapacakları faaliyetleri paylaştı ve hazırlanan iş takvimini sundu. 

Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Aile ve Din Konferansı Verildi

 

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim Üyesi Prof.Dr. Asım Yapıcı, Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin  davetlisi olarak “Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Aile ve Din” konulu bir  konferans verdi.

Merkez müdürü Dr. Öğretim Üyesi Çiğdem Gülmez açılışı konuşması yaptı.

Prof. Dr. Asım Yapıcı;

konuşmasına cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarını ayırt ederek başladı. Hem akademi hem de akademi dışında kadın konusunun önyargılı ve ideolojik bir şekilde ele alındığını, bu nedenle sağlıklı ve bilimsel bir biçimde incelenemediğini ifade etti.

Mitolojilerde kadın, Yahudilikte kadın ve Hristiyanlıkta kadın konusuna değinen Asım Yapıcı daha sonra İslamiyette kadın konusuna vahiy ve kültür açısından temas etti.

Kur’an-ı Kerim’de  Yahudi kadın anlayışıyla ciddi bir hesaplaşma yaşandığını, ancak zaman içinde gerek İsrailiyatın gerekse ataerkil kültürün etkisiyle  kadın algısının katı ataerkil bir yapı arz etmeye başladığını söyledi.

Konuşmanın dikkat çekici vurgularının başında ilk dönem Müslüman kadınların; Hz. Hatice, Hz. Aişe ve Hz. Fatıma modelinde üç temel tip içinde toplanabileceği hususuydu.

Tarihsel süreçte köylü ya da şehirli, sosyoekonomikdurumu düşük, orta ve yüksek olanlarda, farklı coğrafyalarda, özelikle farklı kültürlerle temasın mümkün olduğu kesişim alanlarında kadın algısının farklılaştığının altı çizildi.

İslamiyet başta olmak üzere dinlerin kurumsal olarak aileye çok büyük bir önem verdiği, cinselliği nikah şartına başladığı, böylece toplumun ve kültürün yapısının korunduğu, ancak sanayileşme ile birlikte dinin yaşadığı krizin aileyi derinden etkilediği, post modern dönemde de bencil kişilik özelliklerinin arttığı, ahlaki temelleri zayıf din  algısı ve dinselliklerin gelişmeye başladığı, bunun da evlilikleri olumsuz etkilediğinin altının çizildiğini konferansta evlilik yaşının yükseldiği, çocuk sayısının azaldığı, mutsuzlukların ve boşanmaların artmaya başladığı istatistiklerle delillendirirdi.

Dindarlığın evlilikleri sürdürmede kısmen etkili olduğunu söyleyen Prof. Yapıcı, kendisine ait Katerina isimli şiirle konferansını tamamladı.

Daha sonra, Rektör yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Atalan ve İlahiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Metin Yurdagür’ün hediye hediye takdimleri yapıldı.